Hakkimizda haberler

 




 


 

 

Seferiışıklar, Bursa’nın güneyinde, kent merkezine 35 km uzaklıkta, dere vadisinde 60 haneli bir Türkmen köyü. Tümüyle korunan eski evleri ile günümüze kadar gelmiş, yaşayan bir “Osmanlı köyü” özelliği taşıyor.

 Bursa’nın fethinin 680. yıl dönümü kutlamalarına geçen yıl, Seferiışıklar da dahil edildi. Bu vesileyle gittiğimiz köyün, tam bir yaşayan Osmanlı köyü olduğunu gördük. Osmangazi İlçesi'ne bağlanan ve Büyükşehir Belediyesi’nin sınırlarının genişletilmesiyle mahalle statüsüne geçen Seferiışıklar’ın bulunduğu bölge, kelimenin tam manasıyla cennetten bir köşe.

Köyün kurucusu, Orhan Gazi’nin silah arkadaşlarından Gözcü Mahmut Gazi. Dünyaya asırlar boyu hükmeden Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş adımlarının atıldığı sırada, yapılan çalışmaları engellemek isteyenler vardı. Saldırılara karşı önlem alınması amacıyla, Osman Bey, eşinin kardeşi, Şeyh Edebali'nin oğlu Mahmut’u görevlendirdi.

Gözle Mahmut, Gözcü Mahmut veya Şeyh Mahmut olarak tanınan Mahmut, halkın korunması için Osman Gazi ve Orhan Gazi dönemlerinde Söğüt-Domaniç arasındaki yolda gözcülük yapıyor, bir olumsuzluk olduğunda önceden haber veriyordu. Bu esnada, köyün bulunduğu alana gelen Gözcü Mahmut, ailesiyle birlikte kendisine burada yaşam alanı oluşturdu. 700 yıl önce başlayan köy yaşantısı bugün hala devam ediyor.

Gözcü Mahmut’un türbesi köyde. Yaşadığı ev türbeye çevrilmiş. Gözcü Mahmut’un 3 yoldaşı da, köyün etrafındaki 3 yatırda yatıyor.

Geçmişte, geceleri bu üç kişi muhtemelen güvenlik amacıyla ateş yaktıkları için, köyün eskiden Şeyhler olan adı Seferi Aşıklar olarak değişmiş ve sonra da Seferiışıklar haline gelmiş.

Köyün Bizans döneminden kalma eski bir yerleşim birimine kurulduğu sanılıyor. Çevresinde köylüler tarafından sürekli Bizans kalıntıları bulunuyor. Seferiışıklar, I. Murat zamanında bir vakıf köyü özelliği de taşıyordu. Köyün geliri, Çekirge’deki I. Murat imaretine ve kaplıcaya harcanıyordu.

Harmanlar tepesinde eşsiz bir manzaraya sahip olan Seferiışıklar köyünde; çilek, fasulye, patates ekiliyor, meyvecilik yapılıyor. Şelalesi de bulunan Kocadere kıyısında, 15. yüzyıldan kalma bir değirmen var. Bursa’da yaşayan 100 kadar Seferiışıklı aile var. Köylüler, her yıl düzenlenen pilav gününde bir araya geliyor. Köy evleri ve samanlıkları, günümüze kadar bozulmamış tamamen orijinal Osmanlı mimarisiyle dikkat çekiyor.

Seferiışıklar, her açıdan gidilip görülmeye değer özelliklere sahip. Köylülerin güler yüzlülüğü ve misafirperverliği ise, köyün tarihi ve doğal güzelliklerinden daha sıcak




40 yıllık yol hasreti bitti

 


İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Kemal DEMİREL Göynükbelen-Seferiışıklar köyleri arasında kalan bağlantı yolunun asfalt çalışmaları tamamlandığını bildirdi.

18-08-2010

 

 
 





 

 

                       Seferiışıklar`a sulama için elektrik geliyor

 

  Öncelikle sulamada kullanılacak elektriğin tarımsal hizmetlere katkı sağlayacağını açıklayan Osmangazi Kaymakamı Osman Taştan, bin 500 dönüm  arazi damla sulama suya kavuşacağını söyledi. İl Genel Meclisi üyeleri  Habil Sinan Onuk, Hüseyin Adnan Acar, Yılmaz Öztürk ve   Osman Taştan, komisyonda verilen  kararla 2010 bütçesine göre projenin  gerçekleştirilerek elektrik sorununun çözeceğini söylediler. Seferiışıklar  muhtarı  Hakkı UYGUR  da “Köylümün yüzü gülecek” dedi.
Osmangazi ilçesi Seferiışıklar köyü tarımsal alanlarda kullanılacak elektriğe kavuşuyor.

10-11-2009

 
 
 

 
 
 

 

 

Gözetici Mahmud Gazi Yad Edildi
Gözcü Mahmud Gazi Yad Edildi
26 Temmuz 2009 / 18:55
Osman Gazi ve Orhan Gazi Han'ın uç beylerinden Gözcü Mahmud Gazi, Seferışıklar köyündeki kabri başında anıldı.

Seferışıklar köyündeki anma merasimine çok sayıda vatandaş katıldı. Okunan mevlid-i şerifin ardından misafirlere köfte ve pilav ikram edildi. Seferışıklar muhtarı Hakkı UYGUR, 200 yılı aşkın süredir, Osmanlı'nın uç beyi ve köylerinin kurucusu olan Mahmud Bey'i yad ettiklerini belirterek, "Osmanlı'nın kuruluş yıllarında Uludağ'ın eteklerinde gözcülük yapan Mahmud Gazi'nin torunları olarak, her yıl burada toplanıp dua ediyoruz.

Ecdadımızı hatırlıyoruz. Bursa'ya göç eden hemşehrilerimizle de bu vesileyle bir araya geliyoruz. Bursa'nın en eski dede hayrını yaşatmaya devam ediyoruz" dedi.

Osmangazi Kaymakamı Osman Taştan da merasime katılarak, hem köyülelerle sohbet etti, hem meselelerini dinledi. Mevlidin ve yemek ikramının ardından Mahmud Gazi'nin kabri ziyaret edildi.



 

Şu anda Bursa merkez Osmangazi ilçesine bağlı olan köy, eski tarihlerde Orhaneli’ne bağlı idi. Köydeki yaşlı kaynaklara göre bölgedeki ilk yerleşimler sırasında ve Orhan Gazi zamanında Horasan’dan göç ederek gelen “Gözcü Mahmut” buraya yerleştirilmiştir. Orhan Gazi de, şu an köyde türbesi bulunan bu ermiş kişiye “Sen burada sefere ışık tutacaksın” dediği için adı “Seferi ışıklar” kalıyor. Köydeki yapılardan oldukça eski bir yerleşim olduğu anlaşılmaktadır. Köyün, H 937/M 1530 tarihli Muhasebe defterinde “Sefer” veya “ışık” sözcükleri ile ifade edilen herhangi bir kaydına rastlanılmamaktadır.Ancak, 1908 Salnamesindeki mülki taksimat listesinde ve 1925 tarihli Yunan Fecayii köyler listesinde “ışıklar” olarak Atranos’a bağlıdır. İç İşleri Bakanlığının 1933 tarihli “Köylerimiz” adlı yayınında “Seferi ışıklar” olarak Bursa merkeze kayıtlıdır. Köy, 1908 yılında 29 hanedir. 1927 nüfusu 161, 1990 nüfusu da 318 kişidir.

  • Bursa’nın güneyinde, kent merkezine 35 km. uzakta, dere  vadisine sıkışmış 60 haneli bir Türkmen köyüdür.  Tümüyle koruduğu eski evleri ile günümüze kadar gelmiş yaşayan bir Osmanlı köyüdür.
  • 2. Osmanlı padişahı Orhan Gazi’nin silah arkadaşlarından Gözcü Mahmut Gazi, köyün kurucusudur; türbesi köyde bulunur. Osman Gazi-Orhan Gazi dönemlerinde Söğüt Domaniç arasındaki yolda gözcülük yaptığı için bu adı aldığı söylenmektedir.
  • Gözcü Mahmut’un 3 yoldaşı, köyün etrafındaki 3 yatırda yatar. Geçmişte geceleri bu üç kişi muhtemelen güvenlik amacıyla ateş yaktıkları için köyün  eskiden Şeyhler olan adı Seferi Aşıklar olarak değişmiş ve sonra da Seferiışıklar haline gelmiştir.
  •  Köyün Bizans döneminden kalma eski bir yerleşim birimine kurulduğu sanılmaktadır. Köyün çevresinde köylüler tarafından sürekli Bizans kalıntıları çıkarılmaktadır.
  • Seferıışıklar köyünde  çilek, fasulye, patates ekilir, meyvecilik yapılır. Kocadere kıyısında 15. yüzyıldan kalma bir değirmen bulunur.
  • Bursa’da yaşayan 100 Hane kadar Seferiışıklarlı aile vardır. Köylüler, her yıl düzenlenen pilav gün(HAYIR GÜNÜ)'nde bir araya gelirler.

Seferiışıklar, 1. Murat zamanından beri bir vakıf köyüdür. Köyün geliri, Çekirge’deki 1. Murat imaretine ve kaplıcaya harcanırdı. 




24 Şubat 2008 tarihli Orhaneli-Kestel köy gezisi sabah 9:20’de AVP tiyatrosundan başladı. Biraz Pazar mahmurluğunun da etkisiyle bir hayli sakin bir başlangıçtı. Yola koyulduk. Hava biraz pusluydu. Biz tam yağmur beklerken puslu hava yerini zamanla güneşe bıraktı. Saat 11:20’ de Orhaneliye bağlı Nalınlar köyüne vardık. Köy meydanında bir kahvede sabah kahvaltımızı yaptık. Bu arada ben grubumuzun çiçeği burnunda üyesi olarak yeni arkadaşlarla tanıştım ve gayet hoş bir sohbet ortamında kahvaltımıza devam ettik. Nalınlarda biraz zaman geçirdikten sonra Osmaniye köyü üzerinden tarihi yolu kullanarak Dağakça köyüne doğru yola koyulduk. Bu güzergahta yolun karlı olmasından dolayı dağakça köyüne ulaşamadık. Buradan geriye döndük ve Keles yoluna girdik. Yolun bundan sonraki kısmı tabiri caize tam bir ‘offroad’ yarışı şeklindeydi. Virajlı köy yollarındaki manzaralar görülmeye değerdi. Bu manzara ve minibüsümüzdeki ortam uzun yolun sıkıntısını bize unutturmuştu. Kısa bir süre sonra Dağakça köyüne ulaşmayı başardık. Bu köy oldukça dik kayalıklara sahip bir köydü. Burada köylülerin sıcak ilgisiyle karşılaştık ve bize ikram ettikleri sıcak çay içimizi ısıttı. Çayımızı içtikten sonra fotoğraf çekmek üzere köye dağıldık. Kimi yerden çocuk seslerinin, kimi yerden odun kıran dedenin balta seslerinin, kimi yandan oğlak seslerinin renkli armonisi bize çok hoş duygular hissettirdi. Dağakça da çekim gezimizi bu hoş duygular içinde tamamladıktan sonra Bursa’nın tarihindeki en eski köyü olan Seferiışıklar köyüne vardık. İşte size önemli birkaç dipnot:

• Bursa’nın güneyinde, kent merkezine 35 km. uzakta, dere vadisine sıkışmış 60 haneli bir Türkmen köyüdür. Tümüyle koruduğu eski evleri ile günümüze kadar gelmiş yaşayan bir Osmanlı köyüdür.

• 2. Osmanlı padişahı Orhan Gazi’nin silah arkadaşlarından Gözcü Mahmut Gazi, köyün kurucusudur; türbesi köyde bulunur. Osman Gazi-Orhan Gazi dönemlerinde Söğüt Domaniç arasındaki yolda gözcülük yaptığı için bu adı aldığı söylenmektedir.

• Köyün Bizans döneminden kalma eski bir yerleşim birimine kurulduğu sanılmaktadır. Köyün çevresinde köylüler tarafından sürekli Bizans kalıntıları çıkarılmaktadır.

• Kocadere kıyısında 15. yüzyıldan kalma bir değirmen bulunur.

• Bursa’da yaşayan 100 kadar Seferiışıklarlı aile vardır. Köylüler, her yıl düzenlenen pilav gününde bir araya gelirler.

• Seferiışıklar, 1. Murat zamanından beri bir vakıf köyüdür. Köyün geliri, Çekirge’deki 1. Murat imaretine ve kaplıcaya harcanırdı.

Köyün dokusu ve atmosferi çok güzeldi. Köylüler içlerinde bulundukları zorlu koşullara rağmen gayet mutluydular. Yüzlerindeki mutluluk ve sıcak tebessüm adeta kalplerinin birer yansıması gibiydi. Onlarla sohbet etmek, bir şeyler paylaşmak çok keyifliydi. Köylü çocuklar kendilerinin fotoğraflarının çekilmesine alışkınmışçasına hiç tereddüt etmeden adeta bize modellik yaptılar. Köyün havası, tezek ve toprak kokuları bize ilham verdi. Burada da çekimimizi tamamladıktan sonra gezimizin son durağı olan Göynükbelen köyüne vardık. Burada köy meydanındaki görkemli Göynükbelen merkez camisi bizi karşıladı ve bu hemen objektiflerimize yansıdı. Akşamüstü tam hava soğumaya başlamışken ilk bulduğumuz köy kahvesine girdik ve soba başında biraz ısındık. Buradan hareketle gezimiz Orhaneli yolundan Bursa’da son buldu.

 

 

 Seferiışıklar`da 800 yıllık gelenek


800 yıllık tarihi Seferiışıklar Köyü, geleneksel olarak sürdürdüğü hayır cemiyetini bu yıl da gerçekleştirdi.

Osmangazi müftüsü Ahmet Açık, Seferiışıklar muhtarı Hakkı Uygur ve Seferişıklar imamı Ahmet Doğan, Bursa ve çevre köylerden gelen konuklara mevlüt okudular.
Köy muhtarı Uygur, köyün tarihçesi hakkında bilgi verirken, bu cemiyetin 800 yıldır yapıldığını ve devam edeceğini söyledi. Osmangazi kaymakamı Osman Taşdemir de, köylerin kalkınması için devletin hayvancılık, arıcılık, çiftçilik konusunda destek olacağını, su ve elektrik ihtiyacının da en kısa zamanda giderileceğini kaydetti.

Etkinlikte Hayat Hastanesi bütün konukları ücretsiz göz taramasından geçirdi. Etkinlik sonunda konuklara köfte, pilav ve ayran ikram edildi.

 OLAY GAZETESİ 29/07/2009
 

 
 


 
01-04-2009 

Muhtar Uygur güven tazeledi:

 Osmanlı`nın kurucu köylerinden 800 yıllık Seferi Işıklar Köyü muhtarı Hakkı Uygur, 5.`ci kez göreve seçildi. Geçtiğimiz gün düzenlenen devir teslim töreninde konuşan Uygur, “Kaldığımız yerden devam” dedi.

Köylüler ise, yayla evlerine su ve elektrik bağlanması için yetkililerinden acil çözüm beklediklerini belirtirken, muhtar Uygur da Özel İdare Genel Sekreter Vekili Kemal Demirel`e yeni proje için müracaat ettiklerini söylediler. Yeni azalarla yaptıkları toplantıda yapılacak işler konusunda mutabık kaldıklarını ifade eden Uygur, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik`in Seferi Işıklar Göynükbelen Beldesi yolunun genişletilmesi konusunda söz verdiğini söyledi.
Kamyonların köyden geçmesini istemeyen köylüler de, “Kamyonlar yolları bozuyor, jandarmanın ikazına rağmen yinede geçiyorlar” diyerek tepkilerini dile getirdiler
.
 

Yine Taşımalı Sistem Yine Öğrencilere Verilen Yiyecek Zehirledi
  03 Haziran 2006 -  
Taşımalı eğitim adı verilen sistem kapsamında okuyan çocuklara verilen öğle yemekleri bu yıl da onlarca okulda yüzlerce çocuğa ve ailesine zehir oldu. Denetimsiz ve kalitesiz ürünlerin "ucuz" olduğu için çocuklara verilmesi şimdi de Bursa ve Urfa'da zehirlenmelere yol açtı. Geçtiğimiz ay Zonguldak, Diyarbakır ve Denizli'de yaşanmıştı.


Bursa

Bursa'nın merkez Osmangazi İlçesi'ne bağlı Çaybaşı Köyü'nde, taşımalı sistemle eğitime gelen 64 öğrenci, öğle yemeğinde yedikleri salamlı sandviç ve meyve suyundan zehirlendi.

Edinilen bilgiye göre, Seferışıklar ve Güneybayır Köyleri'nden servis ile Çaybaşı Köyü'ne getirilen ilköğretim öğrencilerine, öğle yemeğinde salamlı sandviç ile meyve suyu verildi. Yemekten bir saat sonra bir öğrencinin fenalaşması, birkaç öğrencinin de karın ağrısı ve bulantı şikayeti baş göstermesi üzerine, okul yetkilileri, öğrencileri servis minibüsüne bindirerek Bursa'da Akşemsettin Çocuk Hastanesi'ne getirdi. Genel sağlık durumları iyi olan öğrencilere iğne yapıldı. Baygın olan çocuğu ise sorum takılırken, öğrenciler akşam saatlerinde taburcu edildi.

 

 

 
 
OSMAN GAZİ'NİN TORUNLARI ...
Kemal Elitaş tarafından yazıldı   
Bölümler - FOTO Haber

 

 

 

1

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Köpekler miskin miskin yattıkları yerlerden kalkmaya başladı.

Uyku mahmurluğuyla, kaşındılar...

Sonra koku alarak çevrelerinde olup biteni anlamak ister gibi bakınmaya başladılar.

Güneşin ısıttığı sıcak yerlerdeki uykuları onları burunlarına gelen kokuyla uykularından uyandırmıştı.

Şimdi sıra kokunun geldiği yere doğru yönelmek, nasiplerine düşeni almaktı...

Bir...iki...üç...peşi sıra ayni yöne yöneldiler.

Ayni koku, ayni yöreden geliyordu...ooohh miss gibiii...

Garip garip insanlar gördüler. Bu köyden olmayan. Beş...on...onbeş...yirmi...

Okuma yazma bilmedikleri için zaten saymaları da mümkün olamazdı. Sadece kalabalık bir insan topluluğu olduğunu fark ettiler.

Boyunlarında, omuzlarında, çantalarında garip garip aletler olan insanlar.

Bu aletlerin zararsız olduğu düşüncesinde birleştiler.

Ölüm makinaları değildi bunlar.

Daha yaşlı olanı hemen bilgiçliğini gösterdi “bunlar fotograf makinası” dedi...

“Önceleri de buna benzerleri geldi ve bizim bol bol fotografımızı çekti.”

Zararsız insanlardı, hisleri bunu söylüyordu.

Hayvan sever insanlardı, duygularıyla bunu da anladılar.

Ama anlamaya çalıştıkları yiyeceklerini kendileriyle paylaşım içine girecekler miydi yoksa sadece kalan atıklardan kendilerine bir şeyler bulabilecekler miydi...

Sorularının yanıtını onlara yaklaşarak bulmaktan başka çareleri yoktu.

Hayvan sever oldukları hislerinin doğru olduğunu en kısa zamanda hemen anladılar. Sevilip okşanmaya başlamışlardı bile...

Patileriyle insanlara numaralarını göstermeye başladılar. “Otur” dendiğinde oturdular. “Gel” dendiğinde

geldiler...

 

2

NE SEVİMLİ ŞEY BUNLAR

Ne tuhaftı şu insan denen yaratık. Bir parça ekmek vermek için onu ne hallere sokuyordu...

Eee karınlarının aç olduğunu biliyorlardı. Köy haklının daha yemek zamanı gelmemişti.

Ezan okunacak, inekler sağılacak, koyunlar beslenecek, ateşte pişen yemekler hazırlanacak....

Ve yemek bitip sofra toplandıktan sonra atık yemekler kendilerine dökülecekti.

O dökülme zamanına da çok vardı daha. Üstelik hoca daha ezanı okumadığına göre...

Bunların yemek saatleri ezanla olmadığına göre, burada beklemek ve birazda şirin görünmenin hiçte kötü bir tarafı yoktu...

“Bakın nasılda bakıyorum, çekin beniiiii....”

Etrafımızı saran köpekler böyle mi düşünürdü bilemem ama sanırım buna yakın düşüncelerle bir anda etrafımıza doluştular.

Onların nasıl ağızlarında suları akıp, mideleri açlıktan gurulduyorsa bizlerinde açlığı başlamıştı...

Her ne kadar Hüseyin Çağlayan, oteller bölgesinden ayrıldığımızda telefonla muhtara haber vermişti geleceğimizi ama muhtar oturup yemek yapacak değildi herhalde...

Seferışıklar köy meydanına geldiğimizi de, başta köyün yaşlıları sıraya dizilmiş, karşılama heyeti gibi bizlere hoş geldin dediler.

Sanki seçim gezisine çıkmış gibi hissettim kendimi...

 

3

Ama dikkatimi çeken çocuklar yoktu sokaklarda. Parklarda !!!!...

Bende ki düşünceye de bak; ne işi var burada parkın, oyun bahçelerinin, her yer park!!!!...

Belli olmaz bir seçilmek istenen şahıs buralara gelip, kürsüye çıkarak “hey vatandaşlarım size parklar yapacağımmmm...çocuklarımıza oyun bahçeleri yapacağımmm...” der mi der...

Seçim zamanı bu belli olmaz dilin kemiği yok ki...palavra çokk...

Nedense okul yapacağım diyen çıkmaz...

Nedense sanatsal çalışmalara ağırlık vereceğim diyen çıkmaz...

Nedense çocuklarımıza fotograf kursları açacağım diyen çıkmaz...

Ne çıkar; cami yapacağımımmm...

Birde her mahalleye kuran kursu...

Biz köyümüze geri dönelim...

Seferışıklar köyü Osman Gazi şenlikleri için dere kenarında mesire yeri yapmış.

Dere yüksekten aşağı düşerken bir mini şelale görünümü oluşmuş. Ve sesi kulağa hoş geliyor, huzur veriyor.

Hele yazın biraları koyacaksın buz gibi su içine, uzanacaksın kıyısına, ağaç esintisiyle şelalenin seslerinin karışımıyla, oluşan sese kuşlarda eşlik edecek ooh, dalacaksın düşüncelere...

Şimdi düşüncelere dalma zamanı değil. Karnımız açıktı.

Çay ocağında çaylar hazır, sucuk kokuları da gelmeye başladı.

 

4

EKMEK ARASI SUCUK

Ekmek arası sucuk.

Muhtar Hakkı Uygur, köyle ilgili bilgiler verirken ses kayıt cihazını çalıştırıyorum.

Bu konuşmalar bir kulaktan girip diğerinden çıkıp kaybolmasın diye. Zamanla her şey unutuluyor.

Bu geziler, bu konuşmalar, bu fotograflar belge niteliğinde. Belki yıllar sonra bu dokuda kaybolacak. Belki bir köy yok olacak yada beton binalarla karşılaşacağız.

O nedenle çektim, gittim olmamalı.

Fotografçı ayni zamanda, zamanı belgeleyen tanıktır...

Köy vadi içinde kurulmuş. Kenarından geçen dere ve her iki yamaç çam ağaçlarıyla kaplı. Ve doğal olarak ta köy yamaçta.

Eski ve içinde yaşanılan evler ağaçtan, yollar dar ve taşıma işleri eşeklerle yapılıyor. Köyün merkezinde bir ekmek fırını yapılmış. Ortak kullanım için.

Beton binalarda yükselmeye başlamış. Samanlıkları koca koca tomruklar örme biçiminde sıralanarak, arazi meylini göz önüne alınarak yapılmış.

Göç yaşamış evler yıkılmaya başlamış bile, harap vaziyette.

Dere kenarında bir değirmen varmış, varmışta şimdi sadece taşlar kalmış.

İnsanları kapalı değil. Misafirperver. Ama bir o kadarda fotograflarının çekilmesini istemez görünümünde özellikle yaşlı bayanlar. Günah...

19 yıldır muhtarlık yapıyormuş Hakkı Uygur. Yörük köyü ve sadece iki kişi dışardan gelip buraya yerleşmiş.

 

5

Biri Trabzon’dan Humri dede diğeri, Emin dede Kırcaali’den gelmiş.

Kayıtlara göre de Çanakkale savasında bir şehitleri varmış. Çanakkale’de ölen yüzbinlerce insan arasında Seferışıklar köyünden biri...

Bunları anlatan muhtara “nerden geldiklerini, atalarının kim olduğunu” sorduğumda “bilmiyorum” yanıtını almak tuhafıma gitti.

900 yıllık olduğun söylediği köyün nereden geldiklerini bilmemesi ilginç geldi bana. Ayni soruyu köyün yaşlılarında yönelttiğimde aldığım yanıt yine “bilmiyoruz” oldu.

Nasıl bilmez insan babasını, dedesini, büyük büyük dedesini. Ya çok önemli değildi yada gerçekten ilgisizlikti. Ayrıca köyde 900 yıllık yaşamı gösteren bir yapı yoktu yada bir kalıntı...

Ama her temmuz ayında Osman Gazi şenliklerinin yapıldığı bir köyün özellikle muhtarının atalarının tarihini bilmemesi onun ayıbından çok, gerçekten bizim büyük büyüklerimizin, kentte oturan bürokratların ayıbıydı.

 

6

KÖYLER GÖÇ EDİYOR

O tarih, bir kitapçık haline getirip bu yöre insanlarına vermeliydi. Şenliklerde en ön sırada deri koltuklarda oturup, sonrada kürsüye çıkıp nutuk atmak değildi bu işler...

210 nüfuslu Seferışıklar köyü ve genç nüfus göçe başlamış. Başta Bursa olmak üzere diğer şehirlere. Hatta yazın çiftçilik yapıp, kışın Bursa’da oturanlarda var.

Köy nüfusları gün geçtikçe azalmaya başlıyor yani.

Ve yakında balkonlarımızda, buğdayımızı ekip el değirmeniyle un yaparak ekmek hazırlamaya, saksılarda domates, biber yetiştirmeye başlamak zorunda kalırsak şaşmamak gerekecek.

Başka bir olasılıkta, ekonominin diğer dallarındaki bağımlılık gibi temel gıda maddelerin de de dışa bağımlılık yaşamak.

“Vermiyorum” dediğinde açlığa alışmak.

Ama şimdi açlığa alışacak gün değil. Sucuk kokusu her yere yayıldı...

Biz fotografçılar bu topraklardan besleniyoruz. Bu toprakta yaşayan insanlarımızı gördükçe, onlarla yaşadıkça, onların sevinçlerini, hüzünlerini kendimizden parça olarak kabul ettikçe, kültürel yapımız değişime uğramakta ve deklanşöre basarken de çektiklerimizde, şekillenmeye başlamaktadır. Gördüğümüz her görüntü ve yaşam şekli bizi de biçimlendirmektedir.

Kültürel zenginliği olmayan bir fotografçının, çektiği fotograflarınında içeriği kültürel zenginlikten uzak olur.

 

7

Masalara bırakılan makinalar ve ekmek arası sucuk yenilmeye başlandı. Masalardaki makinalar yemek sonrası görevlerine hazır bekleyiş içindeler.

Köyü gezme zamanı...

Saçlarına jöle sürmüş genç bir arkadaş odun kırıyor. Elindeki balta hızla odunu parçalıyor. Okumuyormuş, toprakla uğraşıyormuş. Çilek en önemli üretimleri. Kendilerine ve hayvanlarına kadar buğday arpa ve mısır üretimi yapıyorlar.

Orman köyü, arazi sınırlı. Yanına gelen genç kız kardeşi. Oda okumuyormuş...

Seyit Ali dört yaşında, İpek “ben üç yaşındayım” diye pencereyi açıp sesleniyor. Kısa bir sohbet aramızda. Ve pencere camına dayadıkları yüzleri ile deklanşöre basışım.

Birde yaşına bakmadan “teşekkür ederim “ demez mi...

Genç kızlar duvar dibinde fotograf çekenleri izliyorlar, okumuyorlarmış...

Pencereden bir bayan biraz şikayetçi olduğunu söylüyor bizlerden, “çekmeyelim istersen” diyorum. Niye şikayetçi olduğunu da söylemiyor.

Elinde küreğiyle işinden gelen bir amcayla sohbete koyuluyoruz. Çilek üretimi yaptıklarını ve başta Bursa olmak üzere diğer illere gönderdikleri, hatta Bursa ve köylerinden çilek zamanı işçiler getirttiklerini ama artık genç nüfusun göç etmesiyle uğraşamadıklarını anlatıyor. “işte bu virane evler kimsesiz evler, yıkılacak bakımsızlıktan, kimi kimsesi kalmamış, göç yaşamışlar.”

 

8

Fotograf ışıkla çizmek olduğuna göre; ışık dağların ve bulutların engellemesiyle saklanmaya başladı. Demek ki benimde işim bitti...

Yine yollardayız. Artık dönüş yolu.

Tilkinin dönüp dolaşacağı kürkçü dükkanı misali, herkes kendi evine dönecek.

Bir fotograf geziside bu anılarla yaşayacak...

BULGULARA ULAŞMAYA ÇALIŞTIM

Net çıkınca biraz araştırma imkanı doğuyor. Bu Seferışıklar köyü nedir, ne bilgiler vardır diye bir bakayım dedim.

Çoğu site açılmadı...

Bir başka sitede ise bulduklarımı aşağıya aktarıyorum...

“Seferışıklar, Bursa ilinin Osmangazi ilçesine bağlı bir köydür.

Tarihi

Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur.

Kültür

Köyün gelenek, görenek ve yemekleri hakkında bilgi yoktur.

Coğrafya

Bursa iline 35 km, Osmangazi ilçesine 35 km uzaklıktadır.

İklim

Köyün iklimi, Marmara iklimi etki alanı içerisindedir.”

 

910

BAŞKA BİR BULGU

Diğer bir bilgiyi de Türkan Genç isimli bir arkadaşın sitesinde bulabildim...

İşte o alıntının bir bölümünü paylaşıyorum...
”Seferiışıklar...dere vadisinde 60 haneli bir Türkmen köyü. Tümüyle korunan eski evleri ile günümüze kadar gelmiş, yaşayan bir “Osmanlı köyü” özelliği taşıyor...

Köyün kurucusu, Osman Gazi’nin silah arkadaşlarından Gözcü Mahmut Gazi. Dünyaya asırlar boyu hükmeden Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş adımlarının atıldığı sırada, yapılan çalışmaları engellemek isteyenler vardı. Saldırılara karşı önlem alınması amacıyla, Osman Bey, eşinin kardeşi, Şeyh Edebali'nin oğlu Mahmut’u görevlendirdi.

Gözle Mahmut, Gözcü Mahmut veya Şeyh Mahmut olarak tanınan Mahmut, halkın korunması için Osman Gazi ve Orhan Gazi dönemlerinde Söğüt-Domaniç arasındaki yolda gözcülük yapıyor, bir olumsuzluk olduğunda önceden haber veriyordu. Bu esnada, köyün bulunduğu alana gelen Gözcü Mahmut, ailesiyle birlikte kendisine burada yaşam alanı oluşturdu. 700 yıl önce başlayan köy yaşantısı bugün hala devam ediyor.

Gözcü Mahmut’un türbesi köyde. Yaşadığı ev türbeye çevrilmiş. Gözcü Mahmut’un 3 yoldaşı da, köyün etrafındaki 3 yatırda yatıyor.

Geçmişte, geceleri bu üç kişi muhtemelen güvenlik amacıyla ateş yaktıkları için, köyün eskiden Şeyhler olan adı Seferi Aşıklar olarak değişmiş ve sonra da Seferiışıklar haline gelmiş.

Köyün Bizans döneminden kalma eski bir yerleşim birimine kurulduğu sanılıyor. Çevresinde köylüler tarafından sürekli Bizans kalıntıları bulunuyor. Seferiışıklar, I. Murat zamanında bir vakıf köyü özelliği de taşıyordu. Köyün geliri, Çekirge’deki I. Murat imaretine ve kaplıcaya harcanıyordu...”

 

 

Haber & Fotograf : Kemal Elitaş / 06 Şubat 2009

 

 

Kemal Elitaş TARAFINDAN YAZILDI Çarşamba, 29 Ekim 2008.




 

 

 
 
AHMET HOCAMIZA YENİ GÖREV YERİNDE BAŞARILAR
 

         


















2007 ocak ayında Muş ili Malazgirt ilçesinde göreve başlayan Ahmet DOĞAN, Aralık ayında Bursa'nın Osmangazi ilçesinin Seferi ışıklar Köyüne naklen atanmıştır.       Halen Bursa Osmangazi ilçesinin Seferiışıklar köyünde görevine devam etmektedir.

       Ahmet DOGAN kimdir ? Halen İzmit / Gölcük'te ikamet eden Hacı Aslı DOGAN'ın torunu .  Müftü Nizamettin doganın ogludur.

 




OSMAN GAZİ’Yİ ANMA VE BURSA'NIN FETHİ ŞENLİKLERİ BAŞLIYOR..........
    Osmangazi Belediyesi, geçtiğimiz yıl birbirinden renkli etkinliklerle kutladığı “Osman Gaziyi Anma ve Bursa’nın Fethi Şenlikleri”nin bu yıl ki hazırlıklarına başladı. Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’yi anmak amacıyla ilk olarak geçtiğimiz yıl düzenlenen kutlamalar, 10 gün süren renkli organizasyonlara sahne olmuştu. Bu yıl ise 6 Nisan’da Bursa’nın Fethi kutlamalarıyla birlikte başlayacak olan etkinlikler 4 gün sürecek. Bursa’da 6-9 Nisan tarihleri arasında kültürel, sanatsal ve şölensel anlamda renkli etkinlikler gerçekleştirilecek. Bu kapsamlı organizasyonda görev alacak olan sivil toplum örgütleri, kurum ve kuruluşlar Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe ve Osmangazi Kaymakamı Sabahattin Öztürk başkanlığında toplandı. Toplantıya organizasyon komitesinden Başkan Yardımcısı Şahin Başol, Ahmet Erdönmez, Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Yusuf Oğuzoğlu, İl Kültür Müdürü Ahmet Gedik, BESOB Başkanı Arif Tak, Dağder, BUFSAD, Rahvan Atçılar Derneği temsilcileri katıldı. Toplantı sonunda bu yılki etkinliklerin detayları da ortaya çıktı. Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe, “Osmanlı Devleti’nin kurucusu ve üzerinde yaşadığımız toprakları bize emanet eden Osman Gazi’nin türbesinin de bulunduğu bu şehrin adını bu etkinliklerle dünyaya duyuracağız” dedi. Altepe akademik, kültürel, sanatsal ve şenlik boyutlarını yer aldığı kutlamaların Bursa’yı 4 gün boyunca farklı bir havaya sokacağını belirtti. Osmangazi Kaymakamı Sabahattin Öztürk ise geçen yıl başlayan kutlamaların Bursa’da bir milat olduğunu belirterek ”Bursa Türk toprağı olduğu sürece bu etkinliklerin süreceğine inanıyorum” diye konuştu. Bu yıl etkinlikler 6 Nisan’da Bursa’nın Fethi resmi kutlama programının devamı şeklinde öğle saatlerinde Tophane Meydanı’nda başlayacak. Düzenlenecek açılış töreninde çeşitli grupların konserleri, Mehter Takımı ve halkoyunları gösterileri olacak. Kurulacak çadırlarda halka gözleme ve ayran ikram edilecek. Programda öğleden sonra ise dağ köyü gezisi var. İlki geçen yıl Keles’in Kocakovacık Köyü’ne yapılan köy gezisi bu yıl Osmangazi İlçesi’ne bağlı Seferiışıklar Köyü’ne gerçekleştirilecek. Köy gezisine katılmak isteyenler Osmangazi Belediyesi tarafından temin edilecek otobüslerle Seferiışıklar Köyü’ne taşınacak. Köyde karşılama töreninin ardından yörenin kültürü otobüslerle bölgeye taşınan misafirlere tanıtılacak. Bu çerçevede yöresel halk oyunları gösterileri sunulacak, yöresel kıyafetler tanıtılacak ve yörenin mutfağına has yemekler ikram edilecek. Seferiışıklar Köyü’ne düzenlenecek köy gezisi deyimi yerindeyse şölene dönüştürülecek. 
SEMPOZYUM DÜNYACA ÜNLÜ İSİMLERİ BULUŞTURUYOR ..........
     Osman Gazi’yi Anma ve Bursa’nın Fethi Şenlikleri’nin ikinci günü; geçen yıl “Payitaht Bursa’nın Kültürel ve Ekonomik İlişkileri” başlığı altında düzenlenen Osman Gazi ve Bursa Sempozyum’u bu yıl “Payitaht Bursa’da Kültür ve Sanat” başlığı altında gerçekleştirilecek. Her biri alanlarında dünyaca ünlü isimler olan bilim adamları sempozyumda bildiri sunacaklar. Sempozyumun açılış bildirisi geçen yıl olduğu gibi Prof. Dr. Hali İnalcık tarafından okunacak. İnalcık dışında sempozyuma Londra’daki Türkler sergisinin hazırlayıcılarından ve Sakıp Sabancı Müzesi’nin danışmanlığını yürüten Dr. Filiz ÇAĞMAN, dünyaca ünlü sanat tarihçimiz Prof. Dr. Nurhan ATASOY, Topkapı Sarayı Müze Başkanı Prof. Dr. İlber ORTAYLI, Prof. Dr. Günay KUT, Prof. Dr. İlhan TEKELİ, Prof. Dr. Gönül ÖNEY, Prof. Dr. Özer ERGENÇ, Prof. Dr. Neslihan DOSTOĞLU, Prof. Dr. Zeren TANINDI, Prof. Dr. Filiz YENİŞEHİRLİOĞLU, Prof. Dr. Yusuf OĞUZOĞLU, Prof. Dr. Mustafa KARA, Prof. Dr. Osman ÇETİN, Prof. Dr. Atilla ÇETİN ve Dr. Züleyha YORDEM sempozyum da bildiri sunacaklar. FETİH YÜRÜYÜŞÜ YİNE ÇOK RENKLİ GEÇECEK Osman Gaziyi Anma ve Bursa’nın Fethi Şenlikleri’in geçtiğimiz yıl en renkli organizasyonu hiç şüphesiz “Fetih Yürüyüşü” oldu. Çakırhamam’dan başlayan Atatürk Caddesi, İnönü Caddesi, Cumhuriyet Caddesi ve Altıparmak Caddesi’ni takip eden yürüyüş güzergahı Atatürk Stadyumu önünde sona ermişti. Bu yıl da aynı güzergah üzerinde tekrarlanacak olan yürüyüş Bursa’da karnaval tadında bir organizasyon olacak. Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe, “Bursalıları düzenlediğimiz bu kutlamalara davet ediyorum” dedi. Bu yıl atlı asker sayısı 80’e çıkarıldı. Yürüyüş konvoyuna Ahi grupları, folklor ekipleri, yaya askerler, öğrenciler ve halk katılacak. YEMEK YARIŞMASI VE FİNAL Osman Gaziyi Anma ve Bursa’nın Fethi Şenlikleri kapsamında düzenlenecek etkinliklerden birisi de Yemek Yarışması. Geçen yıl da düzenlenen yarışma büyük ilgi görmüştü. BESOB’un desteğiyle hazırlanan yarışmada bu yıl dereceye gireceklere cazip hediyeler verilecek. Türk mutfağının seçkin örneklerinin yarışacağı bu etkinlikle yemek kültürünün yaşatılması ve geliştirilmesi hedefleniyor. Pınarbaşı Meydanı’nda gerçekleştirilecek olan yemek Yarışması aynı zamanda burada yapılacak olan Osman Gaziyi Anma ve Bursa’nın Fethi Şenlikleri’nin finalinin ilk etkinliği olacak. Yemek yarışmasının ardından dağıtılacak şifalı pilav ile 4 gün sürecek olan etkinlikler tamamlanmış olacak.

Bursa'da besicilere koyun desteği sürüyor  
Bursa Tarım İl Müdürlüğü'nün kırsal alanda üretim ve gelir seviyesini artırarak yaşam standardını yükseltmek üzere 2003 yılında uygulamaya koyduğu Kırsal Kalkınma Projeleri'nde geri dönüşüm başladı.
 

Bu dönemde besicilere ücretsiz verilen 7 bin koyunun yarısının geri dönüşümü sağlanarak, aynı köyden başka besicilere verildi. Arıcılık, koyunculuk, yem bitkileri ve meyvecilik projeleri ile başlanan uygulamalardan koyunculuk projesinde bugüne kadar üreticiye 7 bin koyun ve 700 koç dağıtımı yapıldı. Bu projede bedelsiz olarak dağıtılan koyunların yarısı kadar koyunun teslimattan 3 yıl sonra, kalan diğer yarısının ise 1 yıl sonra geri dönüşüm sağlanarak, projenin 2. ayağı uygulamalarında kullanılmak üzere aynı köyden başka hayvan yetiştiricilerine verildi. Osmangazi ilçesi Seferiışıklar köyünde düzenlenen törende 2004 yılında verilen 50 koyundan 30'u geri alınarak aynı köyden 5 üreticiye verildi. Bu sirkülasyon ile 7-10 yıl içerisinde projenin uygulandığı köylerde ihtiyaç sahibi köy sakinlerinin projeden yararlanması hedefleniyor. Seferiışıklar köyünde muhtar Hakkı Uygur'un ev sahipliğinde yapılan törende konuşan Osmangazi Kaymakamı Sebahattin Öztürk, meyvecilik, arıcılık ve hayvancılık başta olmak üzere uyguladıkları Kırsal Kalkınma Projeleri ile köyde yaşayan vatandaşların refah ve gelirini artırmak için çalıştıklarını kaydetti.

Adem Elitok

 
03 Haziran 2007, Pazar



RENAULT'TAN BURSA'NIN DAĞ KÖYÜNE MEYVE BAHÇESİ 

Oyak Renault Genel Müdürü Alain Gabillet, Bursa Vali Yrd. Gazi Kaya, Seferiisiklar Köyü Muhtari Hakki Uygur, “Çevre Ana” Zeliha Köstem, Oyak Renault calisanlari, köylüler kiraz agaci fidani dikiyor
 
   
 

Sürdürülebilir gelisim anlayisi cercevesinde, dogal cevremizi korumak ve gelistirmek amaciyla baslatilan "Oyak Renault Proje Bahceleri" uygulamasi büyüyerek devam ediyor. Uygulamanin son etabi, Bursa Osmangazi ilcesi Seferiisiklar köyünde kurulan "Clio Grand Tour Meyve Bahceleri" ile 4 bin fidana ulasildi. 

 

Bursa Osmangazi ilçesi Seferiışıklar köyünde gerçekleştirilen “Clio Grand Tour Meyve Bahçeleri”nin sembolik fidan dikim töreni 17 Ekim 2007, Çarşamba günü gerçekleştirildi. Oyak Renault Genel Müdürü Alain Gabillet’nin evsahipliğindeki törene, yerel protokol, sivil toplum kuruluşları Yerel Gündem 21 ve Tema temsilcileri, basın ve köy halkı katıldı.  Alain Gabillet törendeki konuşmasında, Oyak Renault’nun katlanarak büyüdüğünü, doğal çevreye ve köylere katkılarının da katlanarak büyümeye devam edeceğini belirterek, 2008’de fabrikalarına gelecek yeni projelerin yeni bir ormana ve 10 yeni köyde 10 yeni meyve bahçesine dönüşeceği müjdesini verdi.    

 

Yeşil Binyıl Ormanı’ndan “Oyak Renault Proje Bahçeleri”ne

 

Oyak Renault kurumsal sosyal sorumluluk bilinci ile gelecek nesillere daha yaşanır bir dünya bırakmak amacıyla çevre, eğitim ve spor alanlarında iddialı projelere imza atmaya devam ediyor.

Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nın, 1999 yılında Çevre Yönetim Sistemi sertifikasını sıfır hatayla alması nedeniyle 18 dönüm alan üzerinde kurduğu ‘Yeşil Binyıl Ormanı’, bugün 11.000 çam fidanı ile Bursa Bölge’sinin en büyük ormanlarından biri oldu.

Geçtiğimiz yıl Bursa ve köylerinde “Oyak Renault Proje Bahçeleri” adı ile yeni bir projeye daha imza atan Oyak Renault, böylece çevreye ve yerel ekonomiye verdiği desteği daha da artırıyor. Bu yeni adımla, başlattığı her yeni proje için Bursa köylerinde ağaçlandırma çalışmaları gerçekleştiren Oyak Renault Otomobil Fabrikaları, Bursa’nın Keles ve Harmancık ilçelerinin Epçeler, Akalan, Kepekdere, Akpınar köylerine, Orhaneli, Büyük Orhan ve Osmangazi ilçelerinin Süleymanbey, Çeki, Hemşeriler, Güneybudaklar, Seferiışıklar ve Güneybayır köylerine toplam 4.000 adet kiraz, erik, elma ve ceviz fidanı hediye etti. Oyak Renault Çevre Yönetim Sistemi çerçevesinde yürüttüğü çalışmalarını yeni projelerle artırarak sürdürecek.

Oyak Renault Otomobil Fabrikaları, Çevre Yönetim Sisteminin olgunluk evresine ulaştığı bugün, üretim aktivitelerinin çevreye etkilerini minimuma indiriyor. Renault’nun doğal kaynak tüketimini azaltma hedefleri çerçevesinde 1995 yılından beri sürdürülen ve 2000’li yıllarda hızlanan enerji tasarrufuna yönelik yatırım ve iyileştirme faaliyetleri kapsamında bugün grup içerisinde en az enerji tüketimine sahip fabrikaların başında Bursa’daki üretim tesisleri yer alıyor.

 

Alain Gabillet: Amacımız Yeşil Bursa’yı gelecek nesillere daha  yeşil bırakmak ve sürdürülebilir kırsal kalkınmaya yardımcı olmak

 

“Oyak Renault Proje Bahçeleri” ile iki ana hedefleri olduğunu belirten Alain Gabillet, “Son iki yıldır aldığımız her yeni proje için Bursa’nın köylerinde “Oyak Renault Proje Bahçeleri” adı ile meyve bahçeleri oluşturuyoruz. Sivil toplum kuruluşlarının projemize verdikleri destekle bugün 10 köyde toplam 4.000 fidana ulaşmış olmanın mutluluğu içindeyiz. Birinci amacımız; yeşil Bursa’yı gelecek nesillere daha da yeşil bırakmak. Oyak Renault olarak, ağaç ve orman sevgisinin topluma yerleştirilmesi, doğal alanların, toprak ve bitki örtüsünün korunması ve geliştirilmesi konusunda destek olmayı ve bu bilincin yerleşmesine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Diğer hedefimiz ise; birlikte yaşadığımız doğayı, hava, toprak, su ve bitki örtüsünü birlikte koruyarak geliştirmek ve sürdürülebilir kırsal kalkınmaya destek olmak. Oyak Renault katlanarak büyüyor, doğal çevremize, köylerimize katkılarımız da katlanarak devam edecek. 2008’de fabrikalarımıza gelecek yeni projeler, yeni bir ormana ve yanı sıra 10 yeni köyde 10 yeni meyve bahçesine dönüşecek” dedi.

Törende konuşan Seferiışıklar Köyü Muhtarı Hakkı Uygur, “Clio Grand Tour Meyve Bahçeleri”nin hem köyün doğal dengesine hem de ekonomisine sağlayacağı katkıya değinerek Oyak Renault’ya teşekkür ederken, Bursa Büyükşehir Belediyesi Yerel Gündem 21 Arazi ve Su Kaynakları Grubu Başkanı Ayhan Sarıbıyık da Oyak Renault ile gerçekleştirdikleri işbirliğinin detaylarını paylaştı.

Konuşmalardan sonra Oyak Renault Genel Müdürü Alain Gabillet ve köylüler tarafından Seferiışıklar Köyü şölen alanına “Clio Grand Tour Meyve Bahçeleri”ni temsilen kiraz fidanı dikildi. Köylülerin özenle hazırladıkları ikramın ardından gerçekleştirilen toplu fotoğraf çekimiyle tören sona erdi.

 

Oyak Renault ve çevre

 

Oyak Renault’nun çevre konusunda başlattığı girişimlerin ilk parlak başarısı, 1999'da ISO 14001 Sertifikası'nın 0 (sıfır) hata ile elde edilmesi olmuştu. O tarihten bu yana Oyak Renault personeli çevreye olan duyarlılığını işletmenin önde gelen değerlerinden biri olarak ve üretim araçlarına verdiği önem düzeyinde içselleştirdi. Gerek seri üretimde, gerekse geliştirme çalışmalarında, Çevre Yönetim Sistemi Oyak Renault’nun gelişiminde itici güçlerden biri oldu

 

Köyümde şenlik var

Bursa’nın fethinin 680. yıl dönümü kutlamalarına bu yıl, bizim köyümüz de dahil oldu. Osmangazi İlçesi'ne bağlanan ve Büyükşehir Belediyesi’nin sınırlarının genişletilmesiyle mahalle statüsüne geçen Seferiışıklar Köyümüzde, fethi kutlamaları ve çoşku vardı.
Dünryaya 500 yıl hükmedecek Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş tohumlarının atıldığı Keles Kocayayla’da devletleşme yolunda adımlar atılırken, yapılan çalışmaları engellemek isteyenlere karşı da durmak gerekiyordu. Saldırılara karşı önlem alınması amaçlı, Osmanbey eşinin kardeşi olan Mahmud’u görevlendirmişti. Gözle Mahmud, Gözcü Mahmud veya Şeyh Mahmud olarak tanınan Mahmet, halkın korunması için önlem almıştı. Bu esnada, Seferiışıklar Köyü'nün bulunduğu alana gelen Gözcü Mahmud, ailesiyle birlikte kendisine burada yaşam alanı oluşturdu. 700 yıl önce başlayan köy yaşantısı bugün hala devam ediyor.
Geçen yıl fethi kutlama törenleri eşliğinde Küçükkovacık Köyü’nü seçen Osmangazi Kaymakamlığı ile Osmangazi Belediyesi, bu yıl Seferiışıklar Köyü’nde fethi şenliği düzenledi.
Muhtar Hakkı Uygur, günler öncesinden şenlik için hazırlandı. Şeyh Mahmud’un kabri çevresinde mesire alanı oluşturuldu. Osmangazi Belediyesi ve Yerel Gündem 21’in de katkılarıyla gelecek misafirler için tören düzenlendi.
İlk önce Türkmenlerin Yörüklerin geleneksel düğün adetleri canlandırıldı. Kağnı arabası gelin aracı olarak düzenlendi. Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe dünürbaşı oldu. Baba evinde dünürbaşı Altepe’ye teslim edilen gelin, damat evinin önünde de kayınpedere verildi. Bu esnada gelenek gereği, düğün alayının önünü kesen köylü delikanlılar da damat evinden bir koç hediye aldı. Koçu alan delikanlıları tebrik eden Altepe, “Helal olsun size. Bugünün en değerli hediyesini siz kaptınız” diye espri yaptı.
Bursa Milletvekilleri Şevket Orhan ile Faruk Ambarcıoğlu’nun da katıldığı kutlamalarda söz alan Osmangazi Kaymakamı Sebahattin Öztürk, tarihi, kültürel ve doğal mirası koruyan ve 700 yıllık Osmanlı mirasını günümüze taşıyan Seferiışıklar Köyü’nün örnek bir Osmanlı köyü olduğunu söyledi. Öztürk, “Ülkemizin tarihi burada yaşatılıyor. Bundan böyle de yaşatılmaya devam edilecek” diye konuştu.
Kutlamaların ev sahibi olan Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe, “Bizim ismimiz Osmangazi. Osmanlı devletinin kurucusu Osmangazi’yi de anmak bizim görevimizdir” diyerek başladığı konuşmasında, Bursa’dan doğan bir devletin, yarım asrı aşkın süre dünyaya hükmekmesini, tüm ülkelerin örnek aldığını ifade etti.
Uludağ’ın tepesinde yaz-kış hiç eksik olmayan ve köyümüzden de sürekli izlenen kar manzarası, Nilüfer Çayı’nın pırıl pırıl akan suları, doğal çam ormanları ve mis kokulu çilek tarlalarıyla, Bursa’nın örnek köylerinden biri olan Seferiışıklar halkı, 700 yıllık geleneksel konukseverliğini bir kez daha, gelen misafirlerine gösterdi.
Tören öncesinde rahatsızlanan ve heyecanını yenemeyen muhtar Hakkı Uygur, kısa süren sağlık tedavisinden sonra köye gelip törenlere yetişebildi. Köylüler, kendi el emeği göz nurunu oluşturulan eserleri bir alanda sergilerken, fırınlar yakıldı, çavdar ekmekleri yapıldı. Köyümüzde Hayrat ismi verilen bazlamalar odun ateşi üzerine konulan saçlarla pişirilip konuklara sunuldu. Bulgur pilavı, helva ve çoban salatadan oluşan yemekler katılanlara ikram edildi.
Köyün 700 yıllık gelişimi ve tarım aletleriyle, eşyaları da yeniden düzenlenen Köy Konuk Evi'nin bahçesinde konuklara gösterildi. Tarihi çeyiz sandıkları, cezveler, güğümler, ibriklerin yanı sıra, tarım araçları da vardı. Özellikle karasaban, törene katılan ve şimdiye kadar karasabanı göremeyenlerin büyük ilgisini çekti.
Seferiışıklar Köyü’ndeki Karaaliler Sülalesi'den Arabacı Mehmet’in kızı olan annem gazetemiz Genel Müdürü İsmail Korkmaz, Bursa Time Dergimizin Editörü Türkan Genç ve Kenan Uludağ ile birlikte kutlamalardaydık. Törenler başlamadan önce köyümün Harmanlar Tepesine çıktık. Oradan karlı dağı, çam ormanlarını izledik. Köydeki tarihi yapılaşma ile kerpiç evlerimizi, odunlardan yapılan samanlıklarımızı gördük. Köy meydanında gezdik. Eş, dost akrabalarla kuçaklaştık. Kabir ziyaretinde bulunduk. Dedemiz, Şeyh Mahmud efendimizin kabrinde Fatiha okuduk.
Nilüfer’in kaynağı Kocadere’nin yanına oturup su sesi eşliğinde karnımızı doyurduk.
Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.






BURSALI FİRDEVS NİNE
, AİLENİN GÜLÜ

Osmanlı’nın son döneminden beri Bursa sürekli dışarıdan göç aldı. Yerlisi neredeyse bulunamaz oldu. 104 yaşındaki Firdevs Uygun, Bursa’nın yerlilerinden. Seferışıklar köyünde doğan Firdevs Nine, hem göç dalgalarını hem de Kurtuluş Savaşı yıllarını iyi hatırlıyor. Babası ve köyün büyükleri Yunan zulmünden kızları dağlara kaçırmış. Dağlardaki meşe ağaçlarının kovuklarında saklanmışlar uzun süre.

En büyük çocuğu 85 yaşlarında, en küçüğü ise 64’ünde. Biri erkek 5 kızı yaşıyor, bir oğlu ise geçtiğimiz haziranda vefat etmiş. 40 yıl kadar önce köyünden Gemlik ilçesine taşınan Firdevs Nine, çiftçilikle uğraşmış uzun yıllar. Belki de bu yüzden hâlâ dinç ve enerjik. Hem de evin neşe ve huzur kaynağı. “Neşelidir, bazen dua eder, bazen türkü söyler. Ama 78 yaşında oğlu ölünce perişan oldu. Kafasına taktı.” diyen gelini Züleyha Hanım, bugünlerde biraz bocaladığını aktarıyor. Çocukluğundan beri sabah namazlarını hiç aksatmıyormuş.

KISACA SEFERİ IŞIKLAR KÖYÜ:

 

 


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol